MÜSNED-İ HANBEL

BABLAR    KONULAR    NUMARALAR

ÖLDÜRME, YARALAMA VE DİYETLER

<< 2290 >>

34- Kısas Yapma Hakkı Olup da Affedenin Fazileti ve Diyet Alan Kimse

 

1. Enes

 

- - (-)

17063 (1)- Enes der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine kısas hakkında arz edilen her davada mutlaka affetmeyi emretti (teşvik etti)."

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Ebu Davud, diyat 4/169 (4497), Nesai, kasame 8/38 (2784) ve İbn Mace 2/898 (2692) rivayet ettiler.

 

 

17064 (2)- Enes bildiriyor: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine kısas hakkında arz edilen bütün davalarda mutlaka affetmeyi emretti (teşvik etti)."

 

[Sahih]

 

İbn Bekr: "Ben bu hadisi Enes'ten bildirirdim" dedi. Ona: "Bunun Enes'ten olduğu hakkında bir şüphe yok" dediklerinde: "Ben bunun ancak Enes'ten rivayet edildiğini biliyorum" karşılığını verdi.

 

 

2. Ebu'd-Derda

 

- - (-)

17065 (1)- Ebu's-Sefer der ki: Kureyşli bir adam Ensar'dan bir kişinin dişini kırdı ve Muaviye'nin yanında davalaştılar. Kureyşli: "Bu adam (kısas olarak) benim dişimi kırmak istiyor" deyince, Muaviye: "Hayır, onu razı edeceğiz" karşılığını verdi. Ensarlı kısasta ısrar edince, Muaviye: "Hasmınla ne halin varsa kendin hallet" dedi. Ebu'd-Derda orada oturmaktaydı ve şöyle dedi: "Ben, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: ''Vücudunun herhangi bir yerinden (başkası tarafından) yaralanan ve bu yaralanmasını (kısastan vazgeçerek) tasadduk eden hiç kimse yoktur ki, Allah onu bu bağışlamasıyla bir derece yükseltmesin ve onun bir günahint bağışlamaSIn'' buyurduğunu işittim." Ensarlı: "Sen bunu bizzat Resulullah'tan mı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) işittin?" dediğinde: "Evet, ben bunu kulaklarımla işittim ve kalbimle ezberledim" karşılığını verdi. Bunun üzerine Ensarlı adamı affetti.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Buhari 10/103 (5640) ve Müslim, birr 1991 (2572) rivayet ettiler.

 

 

3. Ubade b. es-Samit

 

- - (-)

17066 (1)- Ubade b. es-Samit der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ''Vücudunun herhangi bir yerinden (başkası tarafından) yaralanan ve bu yaralanmasını (kısastan vazgeçerek) tasadduk eden hiç kimse yoktur ki, Allah tasadduk ettiği kadar günahını affetmiş olmasın.''

 

9743 (l)'de tekrar etmiştir.

 

 

4. Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ashabından Biri

 

- - (-)

17067 (1)- Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabndan bir adamın bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kim vücudunun herhangi bir yerinden (başkası tarafından) yaralanır ve onu Allah'a havale ederse bu davranışı kendisi için kefaret olur'' buyurmuştur.

 

[Hasen]

 

 

5. Damira b. Sa'd

 

- - (-)

17068 (1)- Urve b. Zübeyr, Huneyn savaşında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte olan babası Damayra'dan ve dedesinden bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize öğle namazını kıldırdı ve bir ağacın gölgesine gidip oturdu. Bu Huneyn'de olmaktaydı. Akra b. Habis ve Gatafanların başkanı olan Uyeyne b. Hısn b. Huzeyfe b. Bedr kalkıp Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına vardılar. Uyeyne b. Hısn, öldürülmüş olan Adbat el-Eşcai'nin kanına karşılık kısas istiyor, Akra' b. Habis ise Hındıf adına Muhallem b. Cessame'yi savunuyordu. Bu şekilde husumet Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanında devam etti. Biz de dediklerini işitiyorduk. Uyeyne'nin: "Ey Allah'ın Resulü! Vallahi, onun kadınlarına benim kadınlarımın tattığı acıyı tattırmadan onları bırakmam" dediğini işittik. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Hayırl diyet olarak bu seferimiz sırasında elli (deve), dönüşümüzde elli (deve) alacaksınız'' buyurdu. Uyeyne b. Hısn, bu teklifi kabul etmiyordu. Bunun üzerine Leys kabilesinden kendisine Mükeytil denilen kısa boylu tombul bir adam kalkıp: "Ey Allah'ın Resulü! Doğrusu, ben, İslamiyetin ilk günlerinde öldürülen bu kimseye, suya giden bir koyun sürüsünden başka bir misal bulamıyorum. Önde gelen koyunun vurulması, arkadakilerin de ürkmesine sebep olur. Sen bugün (caydırıcı olması için) kısasla hüküm ver ve istersen yarın bunu değiştir(ip diyet üzerine hüküm kıl)" dedi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elini kaldırıp: ''Hayır! diyet olarak bu seferimiz sırasında elli (deve), dönüşümüzde elli (deve) alacaksınız'' buyurdu. Bunun üzerine diyeti kabul ettiler. Sonra oradakiler: "Arkadaşınız (katil) nerededir? (Gelse de) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona bağışlanma dilese" dediler. Bu sırada esmer, etine dolgun, uzun boylu, üzerinde yeni bir giysi olan ve öldürülmek için hazırlanmış olan biri Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in önünde oturdu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: ''Adın nedir?'' diye sorunca: "Muhallem b. Cessame" cevabını verdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elini kaldırıp: ''Allahım! Muhallem b. Cessame'yi bağışlama'' diye dua etti. Muhellem giysisinin ucuyla gözyaşlarını silerek kalktı. Biz kendi aramızda: "Umarız ki Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona bağışlanma dilemiştir" diyorduk. Ancak Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) görünen (işittiğimiz) budur.

 

[Sahih]

 

 

 

17069 (2)-Z Urve b. Zübeyr der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte Huneyn savaşında bulunan babam ve dedem şöyle anlattılar:

"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize öğle namazını kıldırdı ve bir ağacın gölgesine gidip oturdu. Ekr'a b. Habis ve Uyeyne b. Hısn b. Bedr kalkıp Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına vardılar. Kays kabilesinin başkanı olan el-Eşcai Amir b. Adbat'ın kanına karşılık kısas istiyordu. Akra' b. Habis ise Hındıf adına Muhallem b. Cessame'yi savunuyordu. Bu şekilde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanında davalaştılar. Biz Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Diyet olarak bu seferimiz sırasında elli (deve), dönüşümüzde elli (deve) alacaksınız'' buyurduğunu işittik. Uyeyne ise: "Ey Allah'ın Resulü! Vallahi, onun kadınlarına benim kadınlarımın tattığı üzüntüyü tattırmadan onları bırakmam" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hayır, diyeti alacaksınız'' buyurdu. Uyeyne bu teklifi kabul etmedi. Bunun üzerine Leys kabilesinden kendisine Mükeytil denilen kısa boylu tombul bir adam kalkıp: "Ey Allah'ın Resulü! Doğrusu, ben, İslamiyetin ilk günlerinde öldürülen bu kimseye, suya giden bir koyun sürüsünden başka bir misal bulamıyorum. Önde gelen koyunun vurulması, arkadakilerin de ürkmesine sebep olur. Sen bugün (caydırıcı olması için) kısasla hüküm ver ve istersen yarın bunu değiştir(ip diyet üzerine hüküm kıl)" dedi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elini kaldırıp: ''Hayır! diyet olarak bu seferimiz sırasında elli (deve), dönüşümüzde elli (deve) alacaksınız'' buyurdu. Diyeti kabul edinceye kadar onlara böyle dedi. Diyeti kabul ettiklerinde oradakiler: "Arkadaşınız (katil) nerededir? (Gelse de) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona bağışlanma dilese" dediler. Bu sırada esmer, etine dolgun, uzun boylu, üzerinde yeni bir giysi bulunan ve öldürülmek için hazırlanmış olan biri Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in önünde oturdu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: ''Adın nedir?'' diye sorunca: "Ben Muhallem b. Cessame'yim" cevabını verdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üç defa: ''Allahım! Muhallemli bağışlama, Allahım! Muhallemli bağışlamalı diye beddua etti. Muhellem giysisinin ucuyla gözyaşlarını silerek kalktı. Biz kendi aramızda: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona bağışlanma diledi. Ancak insanlardan bir kısmının kötülüğünü diğerleriyle savması için görünüşte öyle yaptı" diyorduk.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Ebu Davud, diyat 4/169 (4503) ve İbn Mace, diyat 2/876 (2625) rivayet ettiler.